İtalya Büyükelçiliği, İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği ve ILIDA Memleketler arası Hukuk Yatırımlar ve Kalkınma Derneği’nin düzenlediği ‘Türkiye, İtalya ve ABD Ticaret, Yatırımlar ve Tahkim Paneli’nde her üç ülkedeki yatırım potansiyeli, iş fırsatları, tüzel süreçler ve uyuşmazlık bahisleri ele alındı. İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Ekselansları Giorgio Marrapodi, “Türkiye’nin pozisyonu ve değeri dünya ile her vakit güçlü ekonomik ve politik bağları olacağının göstergesi” sözlerini kullanırken, İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği Lideri Livio Manzini, “Türkiye AB üyesi bir ülke olsaydı Almanya ve İtalya’nın akabinde bölgenin en büyük üçüncü iktisadı olurdu. Bu fırsat hala mevcut” dedi.
İtalya Büyükelçiliği, İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneğive ILIDA Milletlerarası Hukuk Yatırımlar ve Kalkınma Derneği, Türkiye, İtalya ve ABD’deki yatırım ve iş fırsatlarının tartışıldığı katma bedeli yüksek bir panel ile alanının en değerli isimlerini bir ortaya getirdi. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Lideri Ahmet Burak Dağlıoğlu, İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği Lideri Livio Manzini, ILIDA Milletlerarası Hukuk Yatırımlar ve Kalkınma Derneği Lideri Av. İstek Ongur, Türkiye Barolar Birliği Lideri Erinç Sağkan, UNIDROIT Lideri Maria Chiara Malaguti, New York ve Roma barosuna kayıtlı avukatlar üç ülkenin yatırım ve uyuşmazlık problemlerine İstanbul’daki Venedik Sarayı’ndan ışık tuttular.
“Türkiye’nin stratejik gücüne inanıyorum”
İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Ekselansları Giorgio Marrapodi, panelde yaptığı konuşmada şu tabirleri kullandı: “İtalya ve Türkiye’nin güçlü bağları Osmanlı İmparatorluğu’na kadar uzanıyor. Geçtiğimiz yüzyıllarda da bu münasebetler giderek arttı. Floransalı ve Osmanlı bankacılarının birlikte çalışmaları, Roma ve İstanbul’un yüzyıllar süren faal ticaretleri bugün hala devam ediyor. Türkiye’nin stratejik gücüne, potansiyeline Avrupa için ehemmiyetine ve İtalya ile yakın alakalarının geleceğine inanıyorum. Türkiye yüksek bir genç nüfusa sahip ve eğitime epeyce yatırım yapan bir ülke. Ayrıyeten Avrupa’nın Ortadoğu’ya açılan kapısı. Şahsî bağlar ve yüzyıllar sürecek köprüler kurmak çok değerli. Türkiye’nin pozisyonu ve değeri dünya ile her vakit güçlü ekonomik ve politik bağları olacağının göstergesi. Güç ve telekomünikasyon üzere milletlerarası ticaret ve bağlantı araçlarının kıymeti gün geçtikçe artıyor. Şirketlerimize makro ekonomik inisiyatifler sağlamalıyız. Yatırımcılara sıkıntılarını çözebilmek ismine efektif araçlar vermeliyiz.”
“Türkiye AB üyesi olsaydı birliğin en büyük üçüncü ekonomisiydi”
İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği Lideri Livio Manzini ise, Türkiye ile İtalya ortasındaki karşılıklı ticaret hacminin 23 milyar dolar düzeyine yükselmesine vurgu yaptı. “Türkiye AB üyesi bir ülke olsaydı birliğin en büyük üçüncü iktisadı olurdu” diyen Manzini şöyle konuştu: “Türkiye ve İtalya ile ikili ticaret 23 milyar dolar ile rekor kırdı. Avrupa Birliği ile ilgili ticaret hacmi ise yüzde 25 arttı. Türkiye’nin toplam dış ticaretinin yüzde 36’sına tekabül ediyor. Yatırıma da bakmamız gerekiyor. Pandemi her ne kadar ziyan vermiş olsa da dış yatırımın Türkiye’ye girişi yeterli noktalara ulaştı. İtalya 5 milyara yakın sanayi yatırımı ile Türkiye’deki yabancı ülke yatırımlarında üçüncü sıraya ulaştı. Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Avrupa da Çin’den kopmak istiyor. Çin’e bağlılık telaş verici boyutlara ulaştı ve tedarik zincirlerinin pandemi ile ziyan görmesiyle yakın coğrafyalardan ticaret isteği arttı. Odaklanmamız gereken nokta ABD ve AB. Burası bir üretim üssü olduğuna nazaran başka potansiyel ülkelere de beraberinde gidilebilir. Bunların başında Afrika, Ortadoğu, Irak, Azerbaycan yer alıyor. Türkiye büyük bir üretim noktası haline geldi. Şu anda Avrupa’nın en büyük üretim merkezi Almanya. İkinci olarak ise İtalya geliyor. Türkiye Avrupa Birliği üyesi olsaydı bu sıralamadaki üçüncü ülke olurdu. Toprağı, insanı ve sanayi alt yapısı buna müsait. Kâfi ki yabancı yatırımcının önünü görebileceği bir ortam yaratılsın.”
“Üretim ve lojistikte bölgenin merkezi olma yolunda ilerliyoruz”
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Lideri Ahmet Burak Dağlıoğlu da, İtalya ile Türkiye ortasındaki ticari bağlantıların istikrarda seyrettiğini söyledi. Dağlıoğlu, “Türkiye’nin uzun periyot ekonomik başarısı ve milletlerarası tedarik zincirine dahili kelam konusu. Endüstriyel bölümü, kimya dalı, yeme içme kesimi üzere birçok bölüm dünya ticareti ile senkronize bir halde işliyor. Amazon’un Türkiye’ye yaptığı 100 milyon dolarlık yatırımı buna bir örnek. Bu durum Türkiye’nin lojistik ve üretim noktası olarak bölgede güç merkezi olmaya yanlışsız ilerlediğini açık ve net bir formda gösteriyor. Finansal yatırımcılar da artmakta. Start-up firmaları da memleketler arası devlerden yatırım çekmeye ve Türk teknolojilerine yatırım yapmaya devam ediyor.” tabirlerini kullandı.
“Türkiye’de 2 binin üzerinde İtalyan şirket var”
Panelin konuşmacıları ortasında Türkiye Barolar Birliği Lideri Erinç Sağkan da vardı. Sağkan, Türkiye ile İtalya ortasındaki ticari ilgilerin avukatlık mesleği açısından da büyük ehemmiyet arz ettiğini söyledi ve şöyle devam etti: “Türkiye ile İtalya ortasındaki ticari bağların her geçen gün güçlenerek gelişmesini ilgi ile takip ediyoruz. Bildiğimiz üzere Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde Türkiye’nin en büyük ikinci ortağı İtalya. Akdeniz Bölgesi kapsamında düşündüğümüzde ise en büyük ticari ortak pozisyonunda. Tıpkı denizi paylaştığımız İtalya ile bu yakın ticari paydaşlık avukatlık mesleği açısından da kıymetli fırsatlar sunuyor. Türkiye’de faaliyet gösteren 2 binin üzerinde İtalyan şirket bulunuyor. Bu yatırımcıların gerek yatırım öncesi danışmanlık hizmetleri gerekse yatırım süreçlerinde ortaya çıkması beklenen çok sayıda tüzel uyuşmazlıkta meslektaşlarımıza başvurulacağının şuurundayız. Uyuşmazlıkların tahlil metotlarından biri olan tahkim yargılaması memleketler arası ülkeler de dahil olmak üzere uyuşmazlıkların adalete uygun ve süratli bir biçimde çözülmesinde imkanlar sunan bir uygulama.”
Belirleyici ögeler şeffaflık ve süratli çözüm
ILIDA Milletlerarası Hukuk Yatırımlar ve Kalkınma Derneği Lideri Av. İstek Ongur ise, yabancı yatırımlarda uyuşmazlık konusunun süratli ve şeffaf bir biçimde çözülmesinin kritik ehemmiyete sahip olduğunu vurguladı. Ongur, “Türkiye ve İtalya önemli manada ticari yatırımlarla ithalat ihracat istikrarlarına sahip. İtalya dünya genelinde Türkiye’nin dördüncü büyük ticaret ortağı. En değerli konulardan birisi bu iki ülkenin tarih boyunca çok fazla ortak kültürel, siyasi tarihe sahip olması. Tahkim çok kıymetli bir kuruluş. Uyuşmazlıkların süratli, şeffaf ve sonuç odaklı tahlile kavuşulmasını sağlayan en kıymetli sistemlerden birisi. Yatırımcılar iki kıymetli konuya odaklanıyor. Birisi karlı başkası ise inançlı yatırım. İnançlı yatırımı sağlayabilecek tek sistem ise hukuk ve hukukun üstünlüğü.” tabirlerini kullandı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
