Bugün 15 Mart.. Dünya Tüketici Hakları Günü. Her daim Tüketicinin yanında olan İzmir Barosu ile birlikte Bugün sizlere; Tüketicilerin ömür kalitesinin yükseldiğini, Kozmik Tüketici Haklarının ülkemizde karşılık bulduğunu, hak ihlallerinin yapılmadığını, tüketicinin sağlıklı, besin bedeli yüksek, ekonomik besine ulaşımı ve pahalılık diye bir sorunu olmadığını anlatmak isterdik.
Ama nafile… Söyleyecek tek bir kelamımız kaldı :
TÜKETİCİ…. TÜKENDİ
Türkiye’de 83 Milyon vatandaşın hepsi Tüketicidir.
Ne yazık ki yalnızca ismi kaldı, kendisi “TÜKENDİ”
Döviz Krizi, Ekonomik Kriz, Savaş Krizi derken, ülkenin içine girdiği darboğazın faturası çok artırımlar ile tüketiciye ödetiliyor. Bu krizlerin hiç birinin nedeni ve sorumlusu tüketici değildir.
Gün geçmiyor ki bir artırım haberi almayalım, marketler de her gün etiket değişir oldu, çarşı pazarda tezgahların yanından geçilmiyor, seyahat biletleri uçmuş durumda… Bir yılda akaryakıta gelen yüzde 200’ün üzerinde, elektriğe yüzde 185’e varan, besinlerde yüzde 200’ü aşan artırımlar artık tüketiciyi TÜKETMİŞTİR.
Zamlar geldikçe ÖTV ve KDV artmakta olup tüketicinin tüketimden kaynaklı VERGİ yükü de artmaktadır.
Gıda fiyatlarının indirilmesinin yolu ithalat ya da depo baskınlarından geçmez. İflas eden tarım siyasetlerinin değiştirilmesinden, betonlaştırılmaya çalışılan tarım topraklarının çiftçinin kullanımına açılarak, küstürülen çiftçinin tarlaya dönmesinin teşvik edilmesi ve üretimden geçer. Zeytinlik alanlarını MADENCİLİK ŞİRKETLERİNE AÇMAKTAN GEÇMEZ, tam karşıtı; yeni zeytin ağaçları dikmekten geçer.
Eskiden olduğu üzere tekrar kendi kendine yeten yedi ülkeden biri olmak istiyoruz. Ülkenin besin egemenliğini ulus ötesi şirketlere teslim edilemez.
ENFLASYONU DİZGİNLEMEDEN FİYAT İSTİKRARINI SAĞLAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR
Uzun yıllar sonra, yılın birinci ayında minimum fiyat ile açlık hududu baş başa gelmiştir. Tüketici geri kalan 11 ayda açlık hududunun altında hayat çabası vermeye çalışacaktır. Emeklinin durumu içler acısı.
Zamlardan ötürü tüketici sağlıklı, besin kıymeti yüksek, ekonomik besine ulaşamamakta, merdiven altı, taklit ve tağşiş eserlere yönelmektedir. Bu eserler nedeniyle toplum sıhhati önemli tehdit altındadır.
Tüketici TÜKETEMEDEN TÜKENİYOR
2022 Dünya Tüketici Hakları Günü’nün teması “Adil Dijital Finans” olarak belirlendi. Türkiye dışındaki ülkelerde bulunan tüketici örgütleri, tüketiciler için adil dijital finans daveti yaparak bu bahiste farkındalık çalışmaları ve aktiflikleri yaparken, Türkiye’deki tüketici örgütü olarak bizler ise artırımlar, açlık ve yoksulluk ile uğraş daveti yapmak zorunda kalıyoruz.
Dünya dijital çağda tüketici meselelerinin tahlili doğrultusunda farkındalık için etkinlikler yaparken bizler her yıl olduğu üzere bu yıl da, tüketicinin üniversal hakkı olan temel gereksinimlerin Türkiye‘de karşılığını bulması için etkinlikler yapıp uğraş ediyoruz.
BÖLGEMİZDE YILLARDIR BİTMEYEN SAVAŞLAR TÜKETİCİLER İÇİN FELAKETTİR.
Bu nedenle ismi ne olur ise olsun savaş; işsizlik, açlık ve yoksulluk, savaş; kazanılmış kozmik hakların gaspı, savaş; barınamamak, sağlıklı beslenememek demektir. Savaşın faturasını yeni artırımlarla ödemek istemiyoruz. Bu nedenle SAVAŞA HAYIR DİYORUZ. Savaş ekonomik tesirlerinin yanında halkların ömür hakkının elinden alınmasıdır. Bu nedenle SAVAŞA HAYIR DİYORUZ.
Bugün; Dünya Tüketici Hakları gününü yeterli ve hoş hislerle kutlayamıyoruz.
VE BUGÜN, BURADAN, BİZİ YÖNETENLERDEN TALEP EDİYORUZ!
-Artık bizde 15 Martlarda dünyadaki tüketici örgütleri üzere dijital çağda tüketici meseleleri konusunda farkındalık oluşturacak çalışmalar yapmak istiyoruz. Bu nedenle ülkenin gündeminden yoksulluk ve açlık sıkıntısını çıkarılmasını,
-Zamlara bir son verilmesini ve artırımların geri alınmasını,
– Günümüzde bir insan hakkı olan Elektrik hizmetinin kamu hizmeti olarak verilmesini, elektrik üretim ve dağıtımının kamulaştırılmasını. Tüketiciye ucuz elektrik sağlanmasını,
-Alım gücü düşen maaş ve fiyatlarının acilen güncellenmesini,
-Tüketici gözeten siyasetler oluşturulmasını, tüketicilerin örgütlenmesinin desteklenmesini, tüketicilere ve örgütlerine temel eserlerin fiyatlandırılmasında yetkili konseylerde temsil hakkının verilmesini,
-Şehirlerin, ormanların, koruların, dağların, ovaların, meraların, yaylaların ivedilikle muhafazaya alınmasını, betonlaşmaya son verilmesini,
-Suyumuzun özgür bırakılmasını, suyumuzun zehirlenmesinin önlenmesini,
-Tarım topraklarının ranta kurban edilmemesini, halkın geleceğinin ve sıhhatinin düşünülmesini,
TALEP EDİYORUZ.
BU DÜNYA VE BU ÜLKE HEPİMİZİN GİDECEĞİMİZ ÖBÜR YER YOK…
BU NEDENLE;
-Doğanın ekolojik istikrarını değiştirecek, tüketicinin sıhhat ve güvenliğini tehdit edecek, sağlıklı etrafta ömür hakkını ortadan kaldıracak, bilim adamlarının da karşı çıktığı, Kanal İstanbul projesinden vaz geçilmesini, İSTİYORUZ.
Evrensel Haklarımızın Türkiye’de karşılığını bulması, artırımlara, yoksulluğa, açlığa, hak ihlallerine karşı, TÜKODER VE İZMİR BAROSU olarak örgütlü gücümüz ile tüketicilerle birlikte yolumuza ve uğraşımıza devam edeceğiz
YAŞASIN TÜKETİCİNİN ÖRGÜTLÜ MÜCADELESİ
YAŞASIN TÜKODER
Tüketiciyi Müdafaa Derneği (TükoDer)
İZMİR BAROSU OLARAK DİYORUZ Kİ!
08 Mart 2022 tarihinde Baroların görüşü alınmaksızın meclise sunulan, Tüketici Kanunu’nda yapılması istenen değişiklikler şöyledir:
•Hâlihazırda kredi çekilmesinde yapılması mecburî olmayan sigorta, artık yasa ile yasallık kazanacak ve sigorta yapılıp yapılmamasına nazaran kredi maliyetlerinde değişiklik görülecektir.
Oysaki kredi ve sigorta birbirine bağlı süreçler değildir. Tek bağlılık kredi kuruluşlarının tıpkı vakitte sigortacılık faaliyeti yürütmesidir.
• Ön ödemeli konutlarda azami teslim mühleti 36 aydan 48 aya çıkarılmış olacaktır.
• ‘’Yenilenmiş ürün’’ ismi altında hayatımıza yeni bir tarif girecek; Donanım, yazılım yahut fiziki özelliklerinde düzgünleştirme yapılarak tekrar satışa sunulan kullanılmış mallar denilen bu eserler yeni sıkıntıları beraberinde getirecektir.
Özetle tüketicinin hakları daha da tırpanlanacaktır.
Başka yasa değişikliği çalışmalarında olduğu üzere Tüketici Maddesine ait değişiklik çalışmalarının da hiçbir sürecine dâhil edilmeyen ve ama yasa yapma sürecinde asli öge olan Baroların görüşleri yok sayılamaz. Yasa imali ve değişikliklerinde en kıymetli paydaş olan Barolar dikkate alınmalıdır. Bizlerin tüketici ismine söyleyeceği çok şey bulunmakla irademizin yok sayılmasını kabul etmeyeceğimizi ve her vakit tüketicinin yanında olduğumuzu bir sefer daha hatırlatıyoruz!
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
