Unilever Sessizliği Bozmak için Harekete Geçti

Unilever, mesken içi şiddetle gayrette kurumsal sesini daha da yükseltiyor ve bu mevzunun savunuculuğuna soyunarak iş dünyasına örnek olmayı hedefliyor.

Unilever, çalışanlarının mesken içi şiddet mağduru olması durumunda gereksinim duydukları ruhsal ve hukukî dayanağı alabilmeleri için, Türkiye Bayan Dernekleri Federasyonu ile protokol imzaladı. Şirket, çalışanları için inançlı ve kapsayıcı bir iş yeri yaratırken, Unilever dışındaki mağdurların da sesinin duyulmasına yardımcı olmayı amaçlıyor.

Pandemiden evvel global olarak her 3 bayandan 1’i, çoğunlukla birlikte olduğu partneri tarafından fizikî yahut cinsel şiddete maruz kalıyordu. Bu tablo pandemi periyodunda ağırlaşırken, her 2 bayandan 1’i direkt yahut dolaylı şiddet görüyor. UN Women datalarına nazaran yaklaşık 10 bayandan 7’si, pandemi sırasında aile içi şiddetin arttığını söylüyor. Üstelik şiddet gören bayanlar, birden fazla vakit çekindikleri için dışarıdan yardım da aramıyorlar.

Bu sessizliği bozmakta kararlı olan Unilever, iki yıl evvel, Mesken İçi Şiddet ve İstismara Yönelik İş Yeri Politikası’nı açıklayarak, çalışanlarının inanç duyarak yardım isteyebildiği; bir çalışma arkadaşının risk altında olduğunu hisseden herkesin de duruma gerektiği halde müdahale edebilecek temel eğitime sahip olduğu bir çalışma kültürü yaratmaya odaklandı. Geçen yıl Dünya Bayanlar Gününde bir birincisi gerçekleştirerek ‘Sessizliği Boz’ kampanyasını hayata geçiren şirket, bu yıl çalışmalarını bir adım öteye taşıyarak, çalışanları ortasında mesken içi şiddet hakkında farkındalığı artırmak ve bu şuuru ekosistemine de yaymak maksadıyla Türkiye Bayan Dernekleri Federasyonu (TKDF) ile bir protokol imzaladı. Şirket bu protokolle; mesken içi şiddetin beşerde oluşturduğu fizikî ve ruhsal sıhhat sorunlarının iş hayatına tesir edeceğinin farkında olacağını; şiddete uğrayan çalışanların ve/veya çalışma arkadaşlarının şiddete uğradığını yahut şiddet uyguladığını öğrenen çalışanların, çekinmeden paylaşacakları bir ortamı sağlamak için gerekli tüm önlemleri alacağını taahhüt etti.

5.000 şahsa eğitim verilecek

Unilever Türkiye İdare Şurası Üyesi, Satış ve Müşteri Geliştirmeden Sorumlu Lider Yardımcısı Leyal Eskin Yılmaz, “Unilever olarak, şiddetin her türlüsüne karşıyız ve her vakit karşı olmaya devam edeceğiz. Çalışma arkadaşlarımızın güvenliğini sağlamak için her vakit onların yanındayız. Bu manada sessizliği bozmak için yaptığımız çalışmaları, ülkemizde bu alanda en prestijli sivil toplum kuruluşlarından biri olan Türkiye Bayan Dernekleri Federasyonu ile imzaladığımız protokolle bir adım daha öteye taşıdık. Çalışanların yaftalanmadan ya da çekinmeden yardım isteyebilecekleri, bir kişinin çalışma arkadaşının risk altında olduğunu düşündüğünde, ona uygun formda nasıl cevap verebileceğini öğrenmesi için temel eğitime erişebileceği bir iş yeri yaratmak için taahhütte bulunduk. Bu anlayışın ekosistemimizde de yerleşmesi için efor sarf edeceğiz. Kurumsal sesimizi daha da yükseltecek ve bu bahsin savunucu olacağız. Böylelikle iş dünyasına da rol model olmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddete karşı yapılması gerekenler konusunda çalışanların daha fazla eğitim gereksinimi olduğunu tespit ettiklerini belirten Yılmaz, merkez ofisten fabrikalara, pazarlamadan İnsan Kaynaklarına kadar 50 civarında gönüllünün, TKDF’den Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Şiddet Eğiticinin Eğitimini aldığını ve daha küçük kümelere eğitim verebilir hale geldiğini söyledi. Fabrikalar, saha takımları ve iş ortaklarına verilecek eğitimlerle yıl sonuna kadar 5.000’e yakın bireye ulaşılması hedefleniyor.

Protokol kapsamında Unilever çalışanları da konut içi şiddete maruz kalmaları durumunda, Federasyonun Mesken İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’nı (0212/0549 656 96 96) arayarak; 7/24 hizmet veren profesyonel uzmanlardan erkek şiddeti, taciz ve istismar bahislerinde, telefonla ruhsal dayanak, hukukî bilgilendirme ve yönlendirme alabilecek.

Unilever, imzaladığı protokolle ayrıyeten Federasyon’un konut içi şiddetle çabada çok değerli bir araç haline gelen Acil Yardım Hattı’na maddi dayanak de sağladı.

Unilever, daha kapsayıcı, adil ve toplumsal bir dünya için çalışıyor

Unilever, Sürdürülebilir Ömür Pusulası doğrultusunda, dünyada karşı karşıya olunan çevresel ve toplumsal zorlukları aşmak için öncü rolünü sürdürüyor. Tüm kıymet zincirinde kapsayıcı ve olumlu bir tesir yaratmak için çalışıyor. İş faaliyetleri ve toplumsal taahhütleriyle daha kapsayıcı, adil ve toplumsal bir dünya inşa edilmesine katkı sunuyor.

Dünyada pek çok kişinin yalnızca kimliklerinden ötürü dışlandığı ya da gereğince temsil edilmediğine dikkat çeken Unilever Türkiye İdare Şurası Üyesi, Dış İlgiler ve Kurumsal İrtibat Yöneticisi Ebru Şenel Erim, “Biz, herkesin eşit muamele gördüğü bir topluma erişmek istiyoruz. Bu gayeyle reklamlarımızı ve markalarımızı dönüştürüyor, eserlerimizi daha kapsayıcı hale getiriyor, tedarik zincirimizde çeşitliliği teşvik edip destekliyoruz. Tüm bu çalışmalarımızın ortak maksadı, eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık elde etmek… Cinsiyet eşitliğinin de ötesine geçen bir yaklaşımla farklı ırk ve etnik kökenden beşerler ya da engelli yahut LGBTQI+ bireyler için, güçlü biçimde kapsayıcı bir kültür oluşturmak için çalışıyoruz” dedi.

‘Hiçbir bayan geride kalmasın!”

Kadınların güçlenmesinin ve potansiyellerini ortaya çıkarmanın sürdürülebilir, eşitlikçi büyüme sağlamanın bir modülü olduğuna inandıklarını söyleyen Erim, “Bu kapsamda bayanları eşitlikte geride tutan kalıplara ve ön yargılara meydan okumak ve değişmesi için efor sarf etmek, Hayat Pusulası stratejimizin hayati bir modülünü oluşturuyor. ‘Hiçbir bayan geride kalmasın’ vizyonumuz doğrultusunda her faaliyetimizi, her adımımızı cinsiyet merceğinden geçirerek; iş yerlerimizi, bedel zincirimizi ve genel olarak toplumu dönüştürmeye odaklanıyoruz. Kendi ekosistemimizden başlayarak bayanın iş dünyasında güçlenmesi ve üst konumlara, karar sistemlerine gelmesini sağlamak için sorumluluk taşıdığımıza inanıyoruz; bu bahiste da dalımıza ve iş dünyasına rol model olmak istiyoruz” diye konuştu.

Canan Güllü: “Unilever, Türkiye genelindeki ekosistemiyle zihniyet dönüşümüne büyük katkı sağlayacak”

Türkiye Bayan Dernekleri Federasyonu (TKDF) Lideri Canan Güllü de protokolün imza merasiminde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Ev içi şiddetin önemli boyutlara geldiği günümüzde Unilever üzere tüketicisinin çok büyük kısmı bayan ve gençler olan bir şirketin, bu mevzudaki gayrete dayanak vermesini pahalı buluyorum. Reklamlarında dahi ‘ev işinin bayanın erkeği yok!’ iletisi vererek toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu yapan Unilever’in, bizim alandaki çalışmalarımıza çok bedelli katkıları olacağına inanıyorum. Ayrıyeten Unilever’in ekosistemiyle birlikte Türkiye’nin dört bir yanında çalışan ağına sahip olması da çok geniş bir alanda zihniyet dönüşümünün sağlanmasına çarpan tesiri yaparak katkı sunacaktır.”