Doktorların çalışma koşulları ve sıhhat işçilerine yönelik şiddet nedeniyle yurtdışına göçü sürerken Sıhhat Bakanlığı’nın yayımladığı genelge, üniversite hastanelerinde vazife yapan tabiplerin üzerindeki baskıyı artırdı.
Anayasa Mahkemesi, 2014’te verdiği kararla tıp fakültelerinde öğretim üyesi olarak çalışan tabiplerin, 2014’ten sonra özel muayenehane açamayacağına karar verdi. Tabipler, muayenehanesini 2014’ten evvel açtıysa bu haklarına dokunulmuyordu. Bu gelişmenin akabinde karara karşı anayasanın “eşitlik” unsuruna ters olması nedeniyle tabipler tarafından davalar açıldı. Danıştay ise daha sonra tüm öğretim üyesi doktorların muayenehane açabileceğine hükmetti.
Danıştay’ın bu kararının akabinde Türkiye genelinde yaklaşık 1500 öğretim üyesi tabip muayene açtı. Fakat Danıştay, son bir yıldır 2014’ten sonra muayenehane açan öğretim üyesi doktorların muayenehanelerinin kapatılması istikametinde kararlar vermeye başladı. Öğretim üyelerinin ruhsatları iptal edilirken, muayenehanelerine önemli yatırımlarda bulunan doktorlar ise üniversitelerinden ayrılmak zorunda kaldı. Ege Üniversitesi’nde muayenehanesi nedeniyle hukuksal süreci başlayan 35 profesörün istifa ettiği öğrenildi.
‘ÖZEL HASTANELER KAZANIR’
Cumhuriyet’e konuşan bir profesör, “Danıştay 300’e yakın olumlu karar verdi. Beşerler masraf edip muayenehane açtı. Yeni çıkan bir kanun, yönetmelik yok. Münasebetiyle bu 180 derecelik dönüşü mantıklı bir formda açıklamak mümkün değil. Üniversitelerin içi boşaltılmak isteniyor. Bu karar sırf özel hastanelere kazandırır” dedi.
(Ali İhsan Ökten)
‘AKSAMA YAŞANIR’
Türk Tabipleri Birliği 2. Başkanı Ali İhsan Ökten de “Hem eğitim açısından hem de üniversite hastanelerinde hocaların verdiği sıhhat hizmetleri açısından epeyce dezavantajlı bir durum. Hocalar, hem asistan eğitim hem tıp eğitimi veriyorlar. Bu eğitimlerde aksama yaşanır” dedi.
Üniversitelerdeki profesörlerin alanlarında çok tecrübeli olduklarının altını çizen Ökten, “Yurttaşı alacağı sıhhat hizmeti açısından mağdur edecek bir durum. Tüm bu siyasetler, büsbütün özelleştirme üzerine kurulmuş. İnsanları özel hastanelerde çalışmaya zorlayan bir durum. Bu kararı Sıhhat Bakanlığı tekrar gözden geçirmeli” tabirlerini kullandı.
(Muharrem Baytemür)
Ankara Tabip Odası Lideri Muharrem Baytemür ise kararın üniversite hastanelerini yeni bir tasfiye planı olduğunun altını çizerek “Üniversitedeki şartlar, öğretim üyelerini muayenehane açmaya zorluyor. Beşerler ikinci bir iş yükünü mecburiyetten kabulleniyorlar. Kamusal sıhhat hizmetini savunuyoruz fakat şu an kamu, kamu değil. Özelleştirilmiş durumda” dedi.
Baytemür, “Henüz bu genelgenin geçerliliği yok. Genelge üst norm olan anayasaya muhalif olamaz. Anayasadaki eşitlik unsuruna ters bir durum” ifadelerini kullandı.
